Röportaj: Ramazan Bayrakoğlu//1 KM. Sergisi

Hakan Kırdar: Söyleşiye İstanbul, Dirimart'ta geçen haftalarda açılan kişisel sergin hakkında konuşarak başlayalım istiyorum. Sergi öncesinde, sergiyi kurgularken hedeflediğin amaçlara ulaştığını düşünüyor musun? Serginin "sesi" ve "tonu" istediğin gibi gerçekleşti mi?

Ramazan Bayrakoğlu: “1 km” başlıklı sergim benim ikinci kişisel sergim, ilk kişisel sergim Galeri Akdeniz’de (Ankara) gerçekleşmişti, fakat o sergi için herhangi bir yeni çalışma üretmeyip elimdeki mevcut resimleri kullanmıştım. Dirimart Galeri’deki bu sergi ise başlığı, teması ile tamamen planlıydı ve çalışmaların tamamı bu sergi için üretilmişti. Kısacası gerçek anlamda ilk kişisel sergi diyebilirim bu sergiye. Doğal olarak özel bir önem taşıması gereken bir sergi olmalı diye düşünüyor insan, fakat ne yazık ki bütün çabama rağmen bu öneme denk düşecek bir sonuç çıkmadı ortaya.

Bunun çeşitli nedenleri var, öncelikle kumaş resimlerin normal bir tuval resmine göre çok zaman alan ve yorucu ara işlemleri var, bu hem emek hem zaman anlamında beni kısıtlıyor. Tek bir resmin ortaya çıkması bile oldukça zor. Bu sergi için bir yıl önceden “Merkezsiz” başlıklı ve daha büyük resimlerden oluşan bir kurgu planlamıştım, fakat çalıştığım galerinin katıldığı sanat organizasyonlarında yer almak için kesintisiz olarak başka resimler üretmek zorunda kaldım ve doğal olarak sergi için inanılmaz az bir zamanım kaldı. “Merkezsiz” sergisinden doğal olarak feragat ederek paket projelerden birisi uygulamaya koydum. Sonunda görsel günlük olarak kaydettiğim görüntülerden ve üç asistan arkadaşın yardımıyla böyle bir sergi çıkardım ortaya. Serginin böyle sıkışmış olması bir problemdi elbette, fakat asıl rahatsız edici olan serginin garip bir şekilde ideolojisiz görünmesiydi. Başka bir açıdan söylersek istemediğim bir şekilde dekoratif görünmesiydi. Sergiyi kurguladıktan sonra galeri içinde şöyle dolaşıp bir baktığımda, resimlerin kesinlikle ticari amaçlı peyzaj resimleri olarak algılanacağını düşündüm. Bu benim için olabilcek en kötü senaryoydu. Malzemenin bu duruma yatkınlığına rağmen hiç hesaplamadığım bir şeydi bu. Kısacası serginin derdi tam çıkmadı ortaya. Gerçi sergi boyunca kimseden bir eleştiri almadım, fakat buna rağmen kendi sergimden ikna da olmadım.

Öte yandan görseli oluşturan malzeme sanatçı olarak benim her zaman derdim olmuştur. Bu nedenle kumaş malzemesini de bir dil problemi olarak kabul ettiğimi söyleyebilirim. Bu malzemenin hem algı hem sanatsal dil düzeyinde nasıl bir fark yarattığı, ve hangi içerikle nasıl örtüştürülmesi gerektiğini keşfetmek sanatçı olarak benim temel hedefim. “1 km” sergisinin en büyük kazancı da bu konuda kendimi sınama imkanı sunması oldu. İlk defa bu sergide kumaş resimlerini bir grup halinde görme şansım oldu. Bu sergi üstümü başımı düzeltmeden önce aynada kendimi ilk gördüğüm anki gibi bir görüntü sundu bana, bundan sonra bütün süreç deforme olmuş yerleri düzeltmekle geçecek.

...devamı bknzrsm.blogspot.com/

0 yorum:

Post a Comment