NEFES VOLUME 1. @ Merkür Galeri



Arzu Akgün, Birtan Oran ve Arzu Oto
24 Mayıs - 7 Haziran 2010

Nefes, bugünün sanatında genç bir kuşağın düşünce ve üretim pratiğine dikkat çekmek isteyen bir işaret noktası. Sanatın yeni çıkış gücüne, hem geçmiş hem de gelecekle olan ilişkisine vurgu yapan bir anahtar sözcük. Sadece tek bir nefes alış anının heyecanını ve tüm zamanlar arasından sıyrılan biricik önemini öne çıkarmak istiyor. Nefes, genç bir jenerasyonun doğum yeri olan İzmir'den gelen üç genç ismin resim çalışmalarını bir araya getiriyor. Hayal ile gerçek, tüketim ile sembolleri, bellek ve dışavurumu gibi farklı kavram ve anlara referans sunan çalışmaların yer aldığı sergi, Arzu Akgün, Birtan Oran ve Arzu Oto'nun yeni üretimlerini İstanbullu izleyici ile buluşturuyor.

Parastou Forouhar//Bodyletter

Hakan Kırdar: Yere Bakmayı Öneriyorum...



Kaldırım taşları, kimisi yerinde, kimisi yerinden sökülmüş… Belki fırlatılmayı bekliyor belki de tamir edilmeyi… Hakan Kırdar’ın Outlet İhraç Fazlası Sanat Merkezi’ndeki “Problemli Manzara” sergisi, bize kente bakmayı öneriyor. Sözü edilen görmekle sınırlı bir bakma eylemi değil, siyasal, ekonomik, içsel bir algılama sürecinden bahsediyor Kırdar. Biz de Hakan Kırdar’la problemli manzaralar üzerine konuştuk… Oraya kadar gitmişken, Merkez’de onunla eşzamanlı gösterilen, Merve Şendil’in “Üç Şehrin Hikâyesi” sergisini de gezmeyi unutmayın.

- Sanatçılar genelde göze hoş gelen manzaraları yansıtırlar işlerine. Problemli manzaralar üzerine bir çalışma yapma fikri nasıl gelişti?

- Toplumda sanatla ilgili birçok klişe mevcut. Bu klişelerin başında da, manzara resminin hoşa gitmesi gerektiği yargısı geliyor. Benim derdim, hoşa gidecek manzaraları yeniden üretmekten çok, zaten gözümüzün önünde duran problemli manzaraları açığa çıkarmaktı. Serginin temeli aslında Batı’da çok zaman önce tartışmaya açılmış, Türkiye’de ise 80’den sonra konuşulan ancak hâlâ net karara bağlanamamış kamusal alan/kamusal mekân konusunu son derece yalın bir biçimde ele almaktı. Benim bu meseleye yaklaşımım, sokağın fiziksel dokusuna son derece yakından bakarak aslında o yakınlığın içerdiği problemleri görünür kılmaktı.

- Neler bu problemler? Kente bakmaya başlayınca ne gibi problemler gördünüz?

- Resimlere yansıyan problemleri mecazi olarak anlamlandırmayı tercih ediyorum. Bunları mikro ve makro ölçekte değerlendirebiliriz. Mikro ölçekte bakarsak, yollarımız ve kaldırımlarımız da güncel politik ortamımız gibi. Ya kaldırım taşları ustaca dizilmemiştir, kırık ve dağılmıştır, zemin çökmüştür, ızgaranın demiri eğrilmiştir, kopmuştur ya da bitmek bilmeyen bir yıkma-yeniden yapma sürecine şahit olursunuz. Bizde neden siyasi bir skandalda ya da seçim yenilgisinde Batılı politikacılar gibi normal yolla istifa eden kimse yok? Bu ikisinin birbiriyle son derece ilişkili olduğunu düşünüyorum. Makro ölçekte ise, bu problemlerin ülke ve medeniyetimiz adına bir sistem sorununa işaret ettiğini söyleyebilirim. Gelenek / modernleşme ve çağdaşlık Türkiye’nin Osmanlı’dan devraldığı, hâlâ önünde duran ve çözmeye çalıştığı en temel mesele. Bu yüzden, güçlü bir imge olduğu için serginin öznesi de, nesnesi de kent.

- Niye bize bu manzarayı göstermek için fotoğrafı değil de, gerçeğinden ayırt edilemeyecek bir resim anlayışını tercih ettiniz?

- Tercihim tamamen sanatsal dil ile ilgili. Fotoğraf daha nesnel bir dil. Oysa resmin halen öznel olduğunu ve resim yoluyla çok daha kişiye özel bir dil kurulduğunu düşünüyorum. Resmin biricikliği, gerçek anlamda kopyalanamaz olması da bir tercih sebebi benim için. Aslında resimlerimin fotoğrafik bir algıyı da kışkırttığını görebilirsiniz. Gerçekçi tarzı neden tercih ettiğime gelirsek, toplum olarak bu coğrafyadaki kültürlere ve yaşadığımız topraklara ilişkin sahiplenme, sahip olma ve aidiyet ilişkisi bağlamında bir problem yaşadığımıza inanıyorum. Yaşadığımız gerçeklikler ile gerçeklik algımız arasında bir kopukluk hissetmem, beni gerçekçi bir tarza yöneltmiş olabilir.

- Yere bakmak, biraz içe dönmeyi de getirir...

- Haklısınız. Mahcup olduğumuzda önümüze, yere bakarız. İçe kapanmak gibi. Serginin öznesi kent ise gizli öznesi de ben’imdir herhalde. Kentte dolaşırken, bir tür dışa açılırken aslında içime, içimize bakmaya, içe dönmeye çalıştım sanırım. Bir yandan da hayata dair temel sorunların cevaplarını aramaya devam ettim. Yolda yürürken, kaldırımlardan iner çıkarken dengemizi korumak için sık sık yere bakma gereksinimi duyarız. Bastığınız zemin, kaldırım taşları... Sonra kentin ızgara ve rögar kapaklarının altındaki göremediğiniz bir uzantısının olduğunu fark ediyorsunuz. Daha sonra öğrenilmiş bir edim olarak yere bakmaya devam ediyorsunuz. Bir farkındalık oluştuğu için de daha bir dikkatli bakıyorsunuz artık. Benim amacım bu doğal yollardan başlayıp gelişen deneyimi paylaşmak.

- Sokaklar ve kaldırım taşları, politik açıdan da önemli yapı taşlarıdır... Yaptığınız çalışmaların böyle çağrışımları da var mıydı sizin için?

- Tabii ki var. Sokaklar, Batı ve bizim gibi takip eden modernleşmelerde, kentsoylulaşma sürecinin bir sonucu olarak oldukça politize olmuştur. Bu yüzden sokak, kamusal bir mekân olarak bir bellek de sunmaktadır. 68’in ünlü sloganını hatırlayın: “Kaldırım taşlarının altında plaj var”. Kamuyu, kaldırım taşlarını sökmeye götürecek denli güçlü bir çağrıydı bu. Sokaklar, aynı zamanda, geçmişte ve bugün iktidar/vatandaş etkileşiminin en yoğun yaşandığı mekânlar. Kaldırım taşlarının silaha dönüştüğü sokak savaşları daha dün yaşanmış gibi belleklerimizde ve yarın bu savaşlar tekrar yaşanabilir. Sergide yerinden sökülmüş ve fırlatılmaya hazır kaldırım taşlarından oluşan bir resim serisi mevcut.

Esra AÇIKGÖZ

Cumhuriyet Dergi / 23.05.2010


HAKAN KIRDAR "Problemli Manzara" & MERVE ŞENDİL "Üç Şehrin Hikayesi" @ Outlet



20 Mayıs // May - 19 Haziran // June

Açılış // Opening: 20 Mayıs // May 18:30 - 20:30
***
Outlet//İhraç Fazlası Sanat, programına iki sergiyle birden devam ediyor. İzmir’de yaşayan sanatçı Hakan Kırdar’ın kente dair işlerinden oluşan ‘Problemli Manzara’ ve genç sanatçı Merve Şendil’in kurgusal anlatılarından oluşan ‘Üç Şehrin Hikâyesi’ sergileri 20 Mayıs-19 Haziran tarihleri arasında Outlet’te görülebilir.

Kente ilişkin bir seri manzara üreten Hakan Kırdar, alışıldık güzel manzara resimlerinden farklı olarak, manzaradan yansıyan problemleri sorgulama fırsatı yaratır. Her gün tekrarlanan evden-işe-işten-eve yolculuğu esnasında ‘yolda’ gördüklerini anlatır. Yoldaki kaldırım taşı, ızgara ve rögar kapağı bu yolculuğu yapan özneyi zemine odaklanmaya iter ve soru sorar: Seni Kaldırımlara Baktıran Şey Nedir?

Merve Şendil’in kente bakışı rengarenk ormanlar, sirkler, kamufle olmuş süper kahramanlar, kablolardan duvarda oluşturduğu desenlerle şekillenir. Şendil’in işleri, içinde olduğu hayata ve hayatta olmasını istediği şeylere dair ipuçları verir. Hayal eder, hayal ettiklerini kurgular, değişik teknik ve malzemelerle yarattığı dünyanın değişik yüzlerini ortaya koyar.

1963 Aydın doğumlu Hakan Kırdar, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden lisans derecesini aldı. Bir süre İzmir ve İstanbul’daki sanat direktörlüğü işlerinde çalıştı ve 2006 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Resim bölümünden yüksek lisans derecesini aldı ve hala aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Yer aldığı sergiler arasında ‘Alis vs Alis’ (Kasa Galeri, 2005), ‘Diğerlerinin Şansı’ (K2 Sanat Merkezi, 2005), ‘Mekânını Terk eden Çıplak, K2 Sanat Merkezi (K2 Sanat Merkezi, 2004) ve Outlet’teki ‘Yaratıcı Yıkım’(2009) sergileri bulunmaktadır.

1982 Ankara doğumlu Merve Şendil, Dokuz Eylül Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümünde okudu. K2 Güncel Sanat Merkezi’ndeki atölyesinde çalışmalarını yürüttü ve 2007 yılında "Underscene Project”i kurdu. Katıldığı sergiler arasında, “Mind Models, The First Show” (Borusan Müzik Evi), “10.Yıl Sergisi” (KASA Galeri), "Materyal Resim" (Operation Room-İstanbul),“Sezonluk İş” (Sextant et plus-Marsilya), DDR Diskografi” (MASA Projesi- Apartman Projesi), “Normal Olmayı Reddediyorum“ (Outlet-İstanbul), "Umut Güzel Şey"(AtelierFrankfurt), "The little, the cheap, the trash and absolutely passionate" (HIAP Stüdyosu, Helsinki) sayılabilir.

Detaylı bilgi için,
0212 245 55 05/
amira@outlet-istanbul.org

tophaneartwalk_map05



İzmir'de küçücük İstanbul görüntüleri

Fikret Otyam 'Katliama ortak olmam' dedi, ödülü reddeti

Ali Can Ertuğ “Rest in Peace” (Huzur İçinde Yatsın)

Julien Opie @ İstanbul

Sanat pazarı

Uygun Beden Yok/Funda Alkan @ Daire Sanat

tophaneartwalk_map04