uzak gözlem: iran//ev içi durumlar/01


To Leave - Images by Ehsan Maleki

uzak takip: Amirali's Medical File










White Glove Tracking



White Glove Tracking is an open source project initiated by Evan Roth and Ben Engebreth with support from the Rhizome Commissions Program and the Eyebeam OpenLab.

Michael Jackson/Pop ve Sanat


Jeff Koons

Jonathan Horowitz

Christian Marclay

Paul McCarthy

Paul McCarthy

Andreas Hofer

Jean-Charles de Castelbajac

Marc Brandenburg

Candice Breitz

Candice Breitz

Candice Breitz

Banksy

David Shrigley

David Shrigley

Evan Roth und Ben Engebreth

An Exhibition By Amirali



Amirali's Medical File
An Exhibition By Amirali Ghasemi and Friends

Azad Art Gallery
No. 5, Salmas sq., Golha sq.
Tehran, Iran

24-29 July 16-20

Popüler ve Güncel Sanat Aynı Ambalajda: Sezen Aksu ve Cevdet Erek




BONUS DVD: Cevdet Erek (Video ve Ses İşleri)
>>ücretsiz indirmek için..







AVLUDA

Röportaj: Ramazan Bayrakoğlu//1 KM. Sergisi/03



Hakan Kırdar:
Biraz teknik ve detay gibi gelebilir ama, çerçevelerin camlı olmasının nasıl bir sakınca yarattığını düşünüyorsun?

Ramazan Bayrakoğlu: Aslında çok basit, dikiş ile boya resminden farklı olarak bir doku, rölyefsi bir etki yaratıyorum, yani iplikle bir çeşit hacim yaratıyorum. Bu insanların dokunma isteğini kışkırtıyor, aynı zamanda bu hacmi yaratanın iplik ve bez olduğunu farkettiklerinde bu istek daha da artıyor. Sergideki resimleri cam arkasına koyarak resimlerin bu ayrıcalıklı özelliğini yarı yarıya engellemiş oldum. Bu bir bakıma heykeli cam fanus içinde sergilemeye benziyor. Aslında cam kullanılan bütün işlerde bir ikna zedelenmesi oluyor sanırım.

...devamı ve daha fazlası bknzrsm.blogspot.com

Sanal şiddet sahneleri de evimizin içine çok kolayca giriyor

Sanat magazinide en iyi şimdi kumsalda uzanıp okunabilir herhalde..



Hangi ressam katildi, hangisi iğrenç kokardı, hangisi boya emerdi, hangisi cinsel perhizdeydi? 'Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları', eğlenceli ve bilgilendirici bir sanat magazini...

Diyorlar ki “Öğretmenlerinizin size büyük ressamlar ve heykeltıraşlar hakkında asla anlatmadığı şeyler burada.” Mimari ve sanat konusunda uzmanlaşan gazeteci Elizabeth Lunday’in derlediği, Domingo Yayınları’ndan çıkan ‘Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları’, ünlü ressamların hayatlarından az bilinen ‘magazinel’ ayrıntılarla dolu. Hangisi katildi, hangisi iğrenç kokardı, hangisi tüpten boya emerdi, hangisi cinsel perhizin faydalarına inanırdı? Mario Zucca imzalı illüstrasyonlar, akıcı Sevin Okyay çevirisi ve kolay okunur sayfa düzenlemesiyle ‘Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları’, bu havalara iyi giden bir kitap... Küçük bir seçme yaptık...

* Jan van Eyck’ın şaşırtıcı gerçekçiliğinin kaynağı eğimli aynalar ve küçük mercekler kullanarak çalışmasıydı. Kanıt olarak en meşhur eseri ‘Arnolfini Portresi’ yeter.

* Bir rivayete göre Boticelli’nin yeni komşusunun evinde, ressamın çalışmasını engelleyecek kadar gürültü çıkaran dokuma tezgâhları vardı. Şikâyeti üzerine insanların evlerinde istediklerini yapabileceği cümlesini duyan Boticelli, kendi evinin üzerine, tam komşusunun tavanına nişan almış dev bir kaya yerleştirdi. Bir daha gürültü gelirse kayayı çatıdan aşağı salacaktı. Tezgâhlar birden kalkıverdi.

* Leonardo da Vinci, ressamlığı ve askeri mühendisliği dışında müzisyendi de; çok yetenekli bir lavta sanatçısıydı. Bu arada ‘Mona Lisa’nın sadece bakışlarından yola çıkan yakın zaman doktorlarının koydukları teşhisleri biliyor muydunuz? Tiroid bezesi büyümesi, strabismus (şaşı göz), yüz felci, bruksizm (diş gacırdatma alışkanlığı) ve yüz kaslarının asimetrik hipofonksiyonu...


Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları
Elizabeth Lunday
Çeviri: Sevin Okyay
İllüstrasyonlar: Mario Zucca
Domingo Yayıncılık

Röportaj: Ramazan Bayrakoğlu//1 KM. Sergisi/02

Hakan Kırdar: Samimi cevabından dolayı teşekkür ederim. Genelde bir sanatçıdan bu kadar açık bir kişisel sergi yorumu duymak çok sık rastlanan bir durum değil.

Serginin seni ikna etmediğini düşündüğün an, resimleri asıp, serginin bütününe bakabildiğin, telafisi artık mümkün olmayan bir an. Proje bazlı sergilerin temel sorunu da bu olsa gerek. “Serginin derdi tam çıkmadı ortaya” dedin. Neydi serginin asıl derdi?


Ramazan Bayrakoğlu: Bir sergiyi bir romanın kurgusuna benzetebilirim, öncelikle bir romanı okuyup tamamladığında bütünden kaynaklı bir ruh hali hissederim, romanın bana verdiği auradır bu. Öte yandan romanı ne kadar dikkatli okursam okuyayım, baştan sona kesintisiz olarak hatırlamam mümkün değildir. Bir bütün olarak aklımda tutamasam da vurucu olduğunu düşündüğüm noktaları hatırlarım. Bence sosyal psikolojiden anlayan bir roman yazarı da okuyucuyu buna göre yönlendirir. Bu noktalar taşıyıcıdır, romandaki diğer detaylar olay bütünlüğü ve sürekliliği için gerekli daha düşük uyarıcı bölümlerdir. Bir serginin kurgusu da bence aynen böyle bir şeydir. Sergi tek tek yapıtlardan bağımsız genel kapsayıcı bir duygu bırakmalı ve aynı zamanda bazı çalışmalar da spot olarak zihninde yer etmelidir. 1 km sergisinde bu genel auranın daha güçlü olması için çalışmaların boyutunun biraz daha büyük olması gerektiğini, ek olarak 10 yerine yaklaşık 13 resim olması ve hiçbirinin önünde cam olmaması gerektiğini söyleyebilirim. Galeri hacmi ile resim boyutu arasındaki denge çok önemli çünkü. Bu biraz aksadı diye düşünüyorum.

Öte yandan serginin ideolojik boyutunun anlaşılamayacağını belirmiştim. Burada kastettiğim günlük ideoloji bağlamında bir şey değil, kastettiğim şey resme dair bir durumun doğasını bozmaktır. Örneğin yağlıboyanın doğasını bozmaktır, resim boyutunun doğasını, kompozisyon, renk algısının doğasını bozmaktır. Ya da alışılagelmiş konu ve temaların doğasını da bozmaktır.

Örneğin resim sanatında genel çıplaklık algısı, genel bir peyzaj algısı vardır, sanatçının bu genel algıyı bozma çabası ideolojik bir açılımdır. Resmi, sanat yapan durum bence bununla ilgilidir, sanat nasıl genel algının doğasını bozmaya yöneliyorsa süs veya zanaat olanda bu doğayı korumaya ısrarla korumaya çalışır. Bu yüzden süs ve zanaat sanata dönüşmez. Fakat süs ve zanaatın doğasını bozma çabası sanatsal bir eylemdir. Daha genel söylersek sanatla ilgili veya değil, doğası bozuma uğratılmış her durum sanatsal algı potansiyeline sahiptir. Söylemek için yerimidir bilmiyorum ama güncel dediğimiz bir sürü sanat çalışması bu durumu kullanmaya yöneliktir ve üstelik bunun en kaba halini kullanır, doğal olarak bunlara kaba ideoloji de diyebiliriz.

Ben bu sergide resmin boya ile olan ilişkisini ve dijital görüntünün teknolojik algısını dikişi kullanarak bozmaya çalıştım. Sanırım en başarılı olanda bu durum oldu. Bu o kadar iyi oldu ki herkes buna kilitlendi. Fakat peyzaj görüntüleri sıradan kent peyzajlarının ötesinde bir ruh halinin karşılığı olarak fotoğraflanmış ve resme dönüştürülmüştü. Dikiş burada resmin aleyhine işleyerek bu ruh halinin görülmesini engelledi. Boyutları biraz daha büyük tutabilseydim dikişin bu negatif etkisini engelleyebilir aynı zamanda gelen peyzaj algısının doğasını bozabilirdim. Fakat maalesef dijital malzemenin olanakları sadece bu boyuta izin veriyordu.

...devamı ve daha fazlası bknzrsm.blogspot.com/

Bileşim by Ahmet Said Kaplan

Audio Visual performance by Ahmet Said Kaplan at Dokuz Eylül University on 25th of May 2009

Guitar: Erinç Açıkgöz
Contour Drawing: Ali Tünay
Object Design Sketch: Emrah Güzelçay

Bilesim(Composed) AV Performance from Ahmet Said Kaplan on Vimeo.

Abstract America: New Painting and Sculpture / Saatchi Gallery, London

Esther Teichmann





Yann Orhan










güle güle...