Problemli Manzara/Sergilenen Resimler 01



120 x 150 cm, alüminyum panel üzerine akrilik



70 x 95 cm, alüminyum panel üzerine akrilik



70 x 95 cm, alüminyum panel üzerine akrilik



70 x 95 cm, alüminyum panel üzerine akrilik

Problemli Manzara/01





BERLİN’DEN İSTANBUL’A UZANAN YOLCULUK // “UNDER DEEP WATER”

Alman ressam Dieter Mammel, İtalyan yapımcı Claudio Malasomma ve Türk müzisyen Gökhan Kırdar’ın sınırları ortadan kaldıran filmi “Under Deep Water” 12 Haziran 2010’da Piramid Sanat’ta…

Ressam Dieter Mammel’in Berlin’de başlayıp, İstanbul’da son bulan, ilk filmi “Under Deep Water”, gücünü yine sanatçının resimlerinden alıyor. Resimlerinde temel oluşturan, ıslak tual, akan mürekkep, suluboya gibi akış unsurları, Doğu ve Batının suda karşılaşması olarak nitelendirilen filmin sahnelerinde de karşımıza çıkıyor. Sanatçının tüm resimlerinde olduğu gibi, filmde ısrarlı bir biçimde duygusallık taşıyor ve bizi hayal kurmaya itiyor.

Dieter Mammel’in sergisi, Sevil Binat’ın yönetimindeki, C.A.M Galeri’de halen devam ediyor. Bu da bize, sanatçının resimleri ile film sahneleri arasındaki ilişkiyi izleme fırsatı veriyor.

“2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti” kapsamında, Dieter Mammel, Türk müzisyen Gökhan Kırdar ile bir deneysel sanat filmine daha imza atacaklar.

Düzenleyen: Piramid Sanat
Tarih: 12 Haziran 2010 Cumartesi

Saat: 16:00 – 18:00

Adres: Piramid Sanat (Feridiye Cad. 23 Taksim)

Bilgi İçin: Tuba KURTULMUŞ
Telefon: 0212 297 31 15-20
Faks: 0212 297 44 11
E-mail: info@piramidsanat.com

TARİF:
Taksim Meydanında çiçekçilerin karşısındaki Kuveyt Türk Bankasının yanından girin. Talimhane yönünde içeriye doğru 70 m. yürüyün, 5 katlı mavi bina.
Araçla önüne gelmek için lütfen web sitesinden krokiye bakın.

Problemli şehir manzaraları

TÜRKİYE’NİN İLK TASARIM YÜRÜYÜŞÜ BAŞLIYOR!



Grafik Tasarımcılar Sokağa Çıkıyor!


Türkiye’li tasarımcılar, grafik tasarımın bugününden başlangıcına yürüyor.
Tasarım Yürüyüşü, çiçeği burnunda bir tasarım grubu olan Tasa’nın ilk etkinliği. Temel amacı grafik tasarımın toplumsal itibarını artırmak olan Tasa bu alandaki ilk adımını sokağa doğru atıyor ve tasarım dostlarını grafik tasarım için yürümeye çağırıyor.

5 Haziran 2010, Cumartesi günü yapılacak etkinliğe Grafikerler Meslek Kuruluşu da destek veriyor. 30 tasarım dostu, omuzlarında heybeleriyle bir flamanın arkasından ikili kol halinde yürüyor. Karaköy’den tarihi yarımadanın içine doğru ilerleyerek üç meydan ve bir köprü geçiyor, bir sergi, iki üstad atölyesi, bir han ve bir müzede duraklıyor.

Müsaitseniz tasarımcılar ustalarına gelecek!
Tasarımcılar ve tasarım dostları bu yürüyüşte Sait Maden
ustayı atölyesinde ziyaret edip dinleyecek ve imzalı kitabını alabilecek.
İlhan Bilge ustayla çalışma ortamında muhabbet edecek, hat ustası Emin Barın’ı anacak. Karaköy’den Sultanahmet Meydanı’na kadar uzanan bu bir günlük etkinlik boyunca, grafik tasarımcılar yan yana yürüyeceği meslektaşlarıyla sohbet edip İstanbul’un eski kent dokusunu yakından soluyacak.

Yürüyüş, Karaköy’den, Mimarlar Odası sergi salonundaki 29. GMK-Grafik Ürünler Sergisi’nden başlıyor. Başlangıç noktası olarak bu etkinliğin seçilmesi rastlantı değil. Tasarım Yürüyüşü, Türkiye görsel iletişim tasarımında güncel durumun bir özetiyle başlıyor ve modern grafik tasarımın başlangıcı olarak kabul edilen İhap Hulusi’ye selam durarak bitiyor.

Karaköy’den başlayan ve Galata Köprüsü, Eminönü ve Sirkeci Meydanları ve Cağaloğlu’ndan geçerek, iki ustanın atölyesinde soluklanan Tasarım Yürüyüşü Çemberlitaş’ta Emin Barın’a saygı için duraklıyor ve Sultanahmet Meydanı’ndaki İhap Hulusi Görey Galerisi’nde son buluyor.

Yürümeyi de biliriz, eğlenmeyi de...
Yürüyüş bitse de muhabbet ve kaynaşma gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam ediyor.
Yürüyüş katılımcıları ve destekçileri akşam da Ghetto Teras Peymane’nin açılış partisine davetli.

Haydi tasarım yürüyüşüne, meslektaşlarla bir gün geçirmeye!

5 Haziran 2010, Cumartesi, İstanbul
Güzergah ve program

29. GMK Grafik Ürünler Sergisi, Karaköy; 10:00
Sait Maden Stüdyosu, Cağaloğlu; 12:00
Yemek Molası; 13:15 – 14:00
İlhan Bilge Stüdyosu, Cağaloğlu; 14:15

Barın Han önünde Emin Barın’a saygı, Çemberlitaş; 16:30
Beş çayı ve simidi; 17:00

İhap Hulusi Görey Galerisi, Sultanahmet; 17:30-18:30

Ghetto Teras Açılış Partisi; 19:30

Yürüyüşçü sayısı 6 basın mensubu dahil, 36 kişi ile sınırlıdır.
Başvurular için tasaplatform@gmail.com

Katılım payı > KDV dahil 70 TL.
Tişört, kumaş heybe, etkinlik defteri ve haritası,
yaka rozeti, yolda çay-simit ikramları ve
partide bir içki, katılım payına dahildir.

Katılım payı karşılığı fatura verilecektir.

Başvurunuzda tişört bedeninizi,
size ulaşabileceğimiz bir telefon numarasını
ve faturada yer almasını istediğiniz isim, şirket,
adres, vergi dairesi-numarası vb. yi belirtiniz.

(Havale yapılacak hesap
Volkan Ekşi / Garanti Bankası / GALATASARAY / 068-6668671
TR04 0006 2000 0680 0006 6686 71)

Basın bülteni için e-posta atınız. tasaplatform@gmail.com

Gaza mübarek olmadı!

Darbenin paşası ve Lütfü Kırdar

27 Mayıs askeri darbesinin 50. yıldönümü olan 2010 yılının 21-22 Mayıs günlerinde bu darbenin ele alındığı bir sempozyum düzenlendi. Heinrich Böll ve Helsinki Yurttaşlar Meclisi’nin birlikte düzenlediği bu sempozyumun ilginç konukları vardı. Darbenin aktörlerinden Milli Birlik Komitesi üyesi Numan Esin, darbede tutuklanıp ağır eziyetler gören dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın torunu Emine Gürsoy Naskali, darbenin mağdurlarından Muammer Çavuşoğlu’nun kızı Nazlı Ilıcak, o dönemle ilgili değişik araştırmalar yapmış akademisyenler konuşmacı olarak tanıklıklarını anlattılar.
Sempozyumu izleyenler arasında Demokrat Parti’nin tanınmış isimlerinden Bahadır Dülger’in oğlu ile yaşamını Yassıada’da yitiren Dr. Lütfü Kırdar’ın oğlu da vardı. Nazlı Ilıcak, Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idam edildikleri günleri anlattı. Haberleri herkes gibi onlar da radyodan öğrenmişlerdi. İdam edilen Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın ailesiyle aynı apartmanda oturuyorlardı.
İdamı radyodan öğrendiklerinde yıkılmışlardı. Ancak, Polatkan’ın eşi Mutaharra Polatkan
ve kızlarıyla nasıl yüz yüze geleceklerini bilememişlerdi. Bu nedenle haberi duyar duymaz apartmanı terk etmişler, Polatkan’ın ailesiyle karşılaşmaya cesaret edememişlerdi.
DP yöneticilerine ‘kuyruk’, ‘düşük’ gibi sözlerle hakaretler ediliyordu. DP’lilerin bütün paraları ve malları bloke edilmişti. DP’liler ve aileleri, maddi-manevi çok büyük bir sıkıntı içindeydiler.
***
Birinci günün sonunda, Dr. Lütfü Kırdar’ın diplomat oğlu Üner Kırdar’la toplantı çıkışında karşılaştık. New York’tan yeni gelmişti.
Sempozyumu bir kenarda merakla izliyordu.
50 yıl sonra bile hala ‘Demokrat Parti tek parti diktatörlüğü kurmuştu, askerin başka çaresi yoktu’ anlamına gelen konuşmalarının yapılıyor olmasını hayretle izlemişti. Askeri darbeyi meşru gören anlayışın 50 yıldır değişmeden devam ediyor oluşu onu dehşete düşürmüştü.
Mete Tunçay, Turgut Tarhanlı, Serap Yazıcı, Ergun Özbudun, Murat Belge, Ahmet İnsel, Tarık Ziya Ekinci, Safa Mürsel, Sezgin Tanrıkulu, Ülkü Azrak, Osman Doğru, İrfan Neziroğlu, Hakkı Devrim, İpek Çalışlar, Nadire Mater, Cengiz Çandar, Dilek Güven, İsmet Akça, Ali Bayramoğlu, Mithat Sancar, Levent Köker, darbeyi değişik yönleriyle ele aldılar. 27 Mayıs askeri darbesine destek veren ve o dönemde meşru bir iktidarın uydurma bir mahkeme karşısında yargılanmasını haklı gören üniversite camiasının darbeye katkıları da masaya yatırıldı.
Emine Gürsoy Naskali, dedesi Celal Bayar’ın idam edilmesi için hukuki yorumlar yapan öğretim üyelerinin listesini okudu. Bu öğretim üyeleri, “65 yaşından sonra idam hükmü infaz edilemez” diyen kanun maddesi nedeniyle cezası infaz edilmeyen Celal Bayar’ın idam edilmesi için darbeci Milli Birlik Komitesi’ni göreve çağırmışlardı. Aralarında Bahri Savcı, Tarık Zafer Tunaya, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu gibi isimlerin bulunduğu öğretim üyelerinin listesi çarpıcıydı.
Lütfü Kırdar’ın oğlu Üner Kırdar babasının cenazesinde yaşadıklarını anlattı. Yassıada yargılamaları sırasında eski bakanlardan ve İstanbul’un eski valilerinden olan Lütfü Kırdar, kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmişti. Henüz yargılamaların başı olduğu için cenazesi ailesine verilmişti. Lütfü Kırdar, valiliği sırasında yaptırmış olduğu Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verildi. Cenaze töreni, o güne kadar askeri darbeye karşı sessizliğini koruyan İstanbul halkının sessiz bir tepkisine dönüştü. On binlerce İstanbullu, 27 Mayıs mağduru eski valilerinin cenazesine koşmuştu.
Üner Kırdar’la Lüftü Kırdar Kongre Merkezi’nin önünde konuşmamızı sürdürdük: “Büyük kalabalıkla Zincirlikuyu Mezarlığı’na geldik. Mezarın başında babamı tam gömmeye hazırlanırken arkamızdaki kalabalık dalgalandı. ‘Vali Paşa geliyor’ dediler. Gelen 27 Mayıs askeri darbesinin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı General Refik Tulga’ydı. Herhalde başsağlığına geliyor diye düşündük. Paşa öfkeyle mezarın başına geldi. ‘Nerede bunun oğulları’ diye sordu. Ağabeyim Erdem Kırdar benden daha uzun boylu olduğu için onu gösterdiler. Ağabeyimi yakasından tutup silkeledi. Birkaç hakaretin ardından yanındaki askerler ağabeyimi bir askeri araca bindirip götürdüler. Gözaltına alınmıştı. Endişe içinde, babamı gömdük. Kalabalık da hızla dağıldı.”
Bir askeri darbe anısıdır bu... Meraklısına...

RADİKAL >> ORAL ÇALIŞLAR